KORDON DOLANMASI
Halk arasında kordon dolanması olarak bilinen bebeklerin göbek kordonlarının boyunlarına sarılmış halde doğması durumuna denmektedir. Ağızdan ağıza dolaşan sekel meydana gelmiş hikayeleri duyan anne babalar kordon dolanması durumundan korkarlar. Çoğu zaman doğum sırasında bebekte oluşan hasarlarda kordon dolanmasıyla ilişkilendirilir. Ancak gerçek tam olarak böyle değildir. Yazımızda kordon dolanmasıyla ilgili merak ettiklerinizi bulabilirsiniz.
Kordon Dolanması Neden Olur ?
Aslında kordon dolanmasının net bir sebebi yoktur. Hatta oldukça şansa bağlı bir durumdur. Hamilelik sürecinin erken dönemlerinde rahimde bulunan amniyon sıvısının kapladığı alan bebeğin kapladığı alana göre çok daha fazladır. Bu sayede bebek içerde rahatça hareket edebilmektedir. Bu rahatlığın olduğu alanda bebek kordonun içerisinden de rahatlıkla geçebilir. Kordonun yapısında bulunan wharton jeli sayesinde kaygan bir yapıya sahiptir. Bu sayede ilerleyen dönemlerde bebek kordondan kurtulabilmektedir. Ancak bazı durumlarda bebek kordondan kurtulamaz ve kordon boynundayken büyümeye devam eder. Bu sebeple anne rahmindeki hareket edeceği alan da azalır.
Eğer bebek doğum esnasına kadar kordondan kurtulamaz ise doğum sırasında oluşan kasılmalardan dolayı dışarı çıkana kadar kordon boynunda kalacaktır. Kordonun ucu sabit olduğu içinde dışarı doğru yaptığı hareketin sonucu olarak bebeğin boynunu daha fazla sıkacaktır. Uzun göbek kordonu, boyna dolanma riskini de arttıracaktır.
Kordon Dolanması Ne Sıklıkla Görülür ?
Göbek kordonunun dolanması vakası oldukça sık görülmektedir. Bebeklerin yaklaşık %20-25’inde doğum sırasında bir kere dolanmış kordon görülmektedir. Her 500 doğumdan birinde ise kordon boyna 2 kez dolanmış olarak görülmektedir. Bunun 
dışında literatüre geçmiş 3 ve üzeri kordon dolanmaları da bulunmaktadır.
Kordonun sadece boyna dolanmadığını da hatırlatmak gerekir. El, ayak ve vücuda da dolanabilmektedir. Ancak en sık rastlanan durum boyundur.
Göbek kordonunun dolanması çoğunlukla doğum sırasında fark edilmektedir. Nadiren de olsa yaklaşık 36. haftasında ultrasonografide de görülebilmektedir.
Kordon Dolanmasının Yaratabileceği Sağlık Sorunları
Sanıldığının aksine göbek kordonunun dolanması bebek için çok fazla sorun teşkil etmemektedir. Göbek kordonunun yapısı sayesinde bebeğin boynu tam anlamıyla sıkışmaz. Bundan dolayı bebekler boyunlarındaki gerilmeyi rahatlıkla tolere edebilirler.
Ancak bazı durumlarda doğum sırasında göbek kordonu bebeğin aşağıya inmesiyle birlikte daha fazla boynunu sıkmaya başlar. Bu sıkmadan dolayı bebeğe giden kan ve oksijen miktarında azalma gözlemlenir. Bu duruma bir çok bebek alışır ve hayati bir tehlike olmadan doğuma devam edilir. Ancak bazı bebekler bu durumu kaldıramaz ve kalp atım hızlarında yavaşlama devam eder. Böyle durumlarda anne yan çevrilerek oksijen verilir ve çoğu zaman tehlike atlatılıp doğuma devam edilir. Ancak çok nadirde olsa annenin yan çevrilmesi de işe yaramaz ve kalp hızındaki düşüş devam eder. Böyle durumlarda bebek sezaryenle alınır.
Başka bir olası durum ise göbek kordonunun kısa olması halidir. Kısa kordona dolanan bebeğin aşağıya inmesine engel olacağından doğuma engel olabilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında ise bebek sezaryenle alınır.
