Rengarenk çiçeklerin açtığı, kuşların cıvıl cıvıl ötüştüğü bir ilkbahar mevsimiydi. Orman ilkbahar’ın gelmesi ile çok daha güzel gözüküyordu. Bütün hayvanlar neşe içinde...
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde bir Keloğlan varmış. İhtiyar ve yoksul annesi, bu biricik oğlunu “Kel oğlum, keleş oğlum” diye...
İbiş ile Maviş o gün meyve bahçesini geziyorlardı. İkisi de çok heyecanlıydı. Çünkü daha önce hiç bu kadar güzel bir manzara görmemişlerdi....
Bir varmış, bir yokmuş, Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, başak tarlasında buğday tanesinden çokmuş. Kimi kavak gibi uzun, kimi kabak gibi...
Anne Ördek sabırla yumurtalarının kırılmasını bekliyordu. Vakit tamamlanınca ördek yavruları yumurtalarından çıkmaya başladılar. Fakat en son ve en büyük yumurta bir türlü...
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde karanlık bir gecenin tam en tepesinde ay dede ve küçük yıldız karşılaşmışlar...