Lohusalık
Doğumdan sonra annenin fiziksel ve psikolojik değişim yaşadığı, altı haftalık, doğum öncesi döneme dönüş sürecidir lohusalık. Bu dönem anne için genellikle oldukça sıkıntılı bir dönemdir ve çok dikkat gerektirir çünkü lohusalık döneminde oluşabilecek hastalıklar ciddi sonuçlar doğurabilir.
Lohusalık Problemleri Nelerdir? Nasıl Çözümlenebilir?
Doğumdan sonra 24 saat sık sık kanamalar ve tansiyon kontrol edilmeli, anne 24-48 saat gözlem altında tutulmalıdır.
Kanama:
Doğumdan sonraki ilk 24 saatin en önemli komplikasyonu kanamadır. Sebebi genellikle atonidir. Atoni doğumdan sonra rahmin kasılmaması sebebiyle açıkta olan damarların kapanamamasıdır. Hayati risk taşır.
Tedavisi için önce elle rahim masajı yapılır, rahim kasılmasını sağlayan ilaçlar damar yoluyla verilir. Bu tedavinin sonuç vermediği durumlarda acil ameliyat gerekebilir.
Amniyon Mayi Embolisi:
Bebeğe ait amniyon sıvısının annenin kan dolaşımına geçmesi ve bunun sonucunda annenin beyin, akciğer gibi organlarına giden damarların tıkanmasıyla, annenin hayatını çok kısa sürede sonlandıran komplikasyondur.
Tanı koyması oldukça zor olan bu durumun tedavisi de zordur.
Enfeksiyonlar:
En sık görülen türü rahim içi enfeksiyonudur. Genellikle 3. gün ortaya çıkan enfeksiyon vücut ısısını 40 derecenin üzerine çıkarabilir ve orta karına kadar yayılabilir. Enfeksiyonun kana bulaşması oldukça tehlikelidir, ölümle sonuçlanabilir.
İlaç tedavisi uygulanır. Yatak istirahatı gerektirir.
Epizyotomi:
Normal doğum sırasında doğumu kolaylaştırmak için vajen çıkışına çizik atılmış olabilir. Epizyotomi dikişleri bir süre oturmayı zorlaştırabilir, ani hareketlerde acı duyulabilir. Bu bölgeye bakım yapmak enfeksiyon riskini azaltır ve iyileşmeyi hızlandırır.
Karın Ağrısı:
İki gün içinde azalacak olan karın ağrıları, küçülme aşamasında olan rahmin kasılmasına bağlı olarak oluşur. Emzirme rahmin kasılmasını hızlandırır.
Bacakları karna çekip yatmak (kendini zorlamadan) ağrıyı hafifletecektir. Doktorun önerdiği ağrı kesici dışında ilaç alınmamalıdır.
Vajinal Akıntı (loşi):
Gittikçe azalan, rengi giderek beyaza/sarıya dönen akıntı, lohusalık dönemi sonlarında normale döner.
Cinsellik:
Lohusalık dönemi boyunca cinsel ilişki yaşanmamalıdır.
Süt Kanallarının Tıkanması:
Anne bebeğini emzirdikten sonra memede hassasiyet ve sertlik olup olmadığını kontrol etmelidir ve eğer varsa pompa ya da el yardımıyla süt boşaltılmalı daha sonra kullanılmak üzere saklanmalıdır ayrıca memeye ılık duşla yahut ılık havluyla masaj yapılmalıdır. Eğer annenin süt kanalları tıkanırsa enfeksiyona sebep olabilir önlem alınmadığı takdirde de apse oluşabilir. Şayet apse oluşursa cerrahi müdahale gerekir fakat enfeksiyon aşamasında fark edilirse emzirmeyi engellemeyecek bir ilaç tedavisi uygulanır.
Doğum Sonrası Hijyen Nasıl olmalıdır?
• Dikişlere doktorun önerdiği bir solüsyonla, önden arkaya doğru pansuman yapılmalıdır. Dikişlerde tahriş oluşturulmamasına dikkat edilmelidir.
• Akıntı dönemi boyunca, parfümsüz hijyenik ped kullanılmalı ve sık sık değiştirilmelidir.
• Lohusalık döneminde ütülü iç çamaşırı giyilmesi önerilir.
• Normal doğum yapmış anne mümkünse her gün ılık duş almalıdır. Sezaryen doğum yapmış annelere ise ilk üç gün duş önerilmez. Sonrasında dikişlere dikkat ederek duş alınabilir. Dikkat edilmesi gereken nokta ise her iki doğum şekli sonrasında da anne ayakta duş almalıdır.
Doğum Sonrası Beslenme Nasıl Olmalıdır?
Anne taburcu olduktan sonraki süreçte her gıdadan yeterli miktarda ve öğün atlamadan almalıdır. Lakin bu süreçte unutulmamalıdır ki anne ne yerse bebeği de onu yer dolayısıyla gaz yapabilecek besinlerden, acılı, ekşili, baharatlı gıdalardan uzak durmak annenin yararına olacaktır.
Doğum sonrası bağırsak hareketlerinde yavaşlama görüleceği için kabızlık sorunu ortaya çıkabilir. Anne katı, sindirimi zor gıdalar yerine, lifli gıdalar tüketmeli, sıvı tüketimini artırmalıdır. Bunlar dışında unlu, yağlı gıdalar ve kızartma tarzı gıdalardan uzak durulması önerilir.
Sigara, alkol gibi maddeler kesinlikle kullanılmamalı, çay ve kahveden uzak durulmalıdır.
Lohusalık Psikolojisi Nedir?
Bu dönemde anne hormonsal farklılıklar, annenin bebeğine karşı kendini yetersiz hissetmesi gibi nedenlerle sinirlilik, üzüntü, ağlama nöbetleri ve benzeri karmaşık duygular yaşar. Fakat bu durum en fazla iki hafta kadar sürmelidir. Eğer iki haftadan daha uzun sürmüşse postpartum depresyona girilmiş olabilir ve uzman yardımı gerektirir. Bu dönemde eşlerin anneyle ilgilenmesi oldukça önemlidir. Eşler anneye yalnızca anneliği değil kadınlığı konusunda da yardımcı olmalıdır.