Kınalı Koyun Masalı
Eski zamanlarda ormanda bir kınalı koyun yaşarmış. Kınalı koyun arkadaşlarını kendinden çok düşünür, onların bir yardıma ihtiyaçları olduğunda bütün işlerini bırakıp koşarmış. Bu yüzden onu sevenler pek çokmuş. Yırtıcı hayvanlar dışında tek düşmanı yokmuş.
Bir gün kınalı koyun ormanda gezinirken nasıl olmuşsa olmuş kendini susuz bir kuyunun dibinde bulmuş. Kuyu hem çok derin, hem de insanı üşütecek kadar serinmiş. Kınalı koyun önce çok korkmuş. Ne yapacağını, ne edeceğini bilememiş. Kendi kendine:
-Eyvah şimdi bu kuyudan nasıl çıkabilirim? diye düşünürken yanında bir şeyin kımıldadığını fark etmiş. Dikkatlice baktığında bir de ne görsün, birkaç gündür ortada görünmeyen komşusu köpek, bitkin bir vaziyette yatmıyor mu? Köpek güçlükle:
-Ah koyun kardeş açlıktan öleceğim. Bana birazcık sütünden verebilir misin? diye seslenmiş.
Kınalı koyun, hemen sütü ile komşusunun karnını doyurmuş, sonra da yünleri ile onu ısıtıp köpekciği kurtarmış. Derken kuyunun içinde iki uzun gün geçmiş. Kınalı koyunun karnı bir acıkmış bir acıkmış ki neredeyse açlıktan bayılacakmış. Eh iki gün aç kalmak kolay mı?
Dostları kınalı koyunun iki gün ortalıkta görünmemesinden kuşkulanıp başlamışlar harıl harıl aramaya çok geçmeden de bulmuşlar. Bin bir güçlükle hem kınalı koyunu hem de köpeği kuyudan çıkarmışlar. Aradan uzun zaman geçmiş Kınalı koyun komşusu köpeği ziyarete gitmiş. Ama gittiğine gideceğine de pişman olmuş çünkü köpek kınalı koyunu hiç iyi karşılamamış. Ona soğuk davranmış;
-Bir gün geleceğini biliyordum zaten. Borcumu ödememi istiyorsun değil mi? diye sormuş. Kınalı koyun köpeğin sözlerine pek şaşırmış. -Aman köpek kardeş ne borcu? Ben borcumu istemeye değil, seni görmeye geldim, diyecek olmuş. Köpek:
-Yok yok, ben kimseye borçlu kalmak istemem. Sen istesen de istemesen de borcumu ödeyeceğim, deyip yerden topladığı otu koyunun sırtına yüklemiş sonra da;
-Sen benim iki gün karnımı doyurmuştun. Bu otlar da iki gün senin karnını doyurur herhalde, haydi güle güle, diyerek onu yolcu etmiş. Kınalı koyun köpeğin bu davranışına çok üzülmüş, üzgün bir şekilde evine dönmüş. Aradan çok geçmemiş. Bir gün hop hop tavşan koşarak kınalı koyunun yanına gelmiş ve:
-Aman koyun kardeş şurada senin komşun olduğunu söyleyen köpek insanların yaptığı tuzağa düşmüş seni çağırıyor, demiş. Kınalı koyun hemen köpeğin bulunduğu yere gitmiş. Köpek:
-Ah… İyi ki geldin koyun kardeş. Benim tek dostum sensin. Ne olur beni bu tuzaktan kurtar, diye yalvarmış. O zaman kınalı koyun komşusu bakarak:
-Sana nasıl yardım edebilirim? Sevgili komşum sen kimseye borçlu kalmak istemezsin. Bu durumda seni ne yünüm kurtarabilir ne de sütüm. Bunları ödemek kolaydı.
Sen de benim karnımı doyurdun ödeştik. Şimdi seni bu tuzaktan kurtaracak olursam borcunu nasıl ödeyeceksin? Belki de önce iplerle bağlar, sonrada çözüp ödemeye kalkarsın. İyisi mi bana borçlu kalmaktansa tuzakta kal daha iyi. Hadi hoşça kal demiş, ve oradan uzaklaşmış. İşte o zaman köpek yaptığı hatayı anlamış. Zamanında yapılan iyiliğin hiçbir şeyle ölçülemeyeceğini düşünüp koyuna kötü davrandığı için pişman olmuş.
İyi kalpli koyun da komşusunun bu haline dayanamamış hemen gidip dostu keçiyi bulmuş ona köpeği kurtarması için rica etmiş. Keçi, gidip tuzağın iplerini kemirerek köpeği kurtarmış. İşte çocuklar, o gün bugündür, köpekler koyunlarla ve keçilerle gerçekten dost olmuşlar, onların
bekçiliğini yapıp, yırtıcı hayvanlardan ve kötülükler korumuşlar.